5 Nisan 2009 Pazar

47:52

Dün sabah kalbimin çarpıntısıyla, ellerimin, ayaklarımın titremesiyle ve üşümeyle uyanmam...Bir kadeh daha hastanede uyanmama neden olacaktı belki de.."Haberin yok ölüyorum ben" galiba. Ya da acaba öldüm de farkında mı değilim ne. Niye şu anda, 6-7 sene sonra Metallica Turn the page dinlediğimi bilseydim belki herşeyi biliyor olurdum. Düşüncesi bile ürpertici herşeyi bilmenin. Niye acaba blog'un ismini meeting place database koymuşum hiç bilmiyorum. O an nasıl bir anlam yüklemişim acaba. Şimdi çoook farklı birşey ifade edebiliyor. Herşeyin bir şey ifade etmesi lazım ya hani ondan... Tıpkı şuan karnımın ağrıyor olmasının hasta olacağımı ifade ediyor olması gibi.

Telefonun ucundaki ses hala ninni gibi geliyor. Ne olacak şimdi? Bir tuhaflık var... Herşey yolunda gitmeli, tuhaflığa tahammülüm kalmadı. Herşey, herkes normal olsun lütfen. Barış, çiçek, böcek.

Öptüm.

Bye.

1 Nisan 2009 Çarşamba

yampiri yampiri

Ölürsem kabrime gelme, istemem Mösyö Atkins. Yine de şükranlarımı iletiyorum...

Nisan geldi. Son 2 aylık bir maraton. Diplomalı çevirmen. Diplomalı manav gibi birşey aslında...

Astral yolculuğa gidiş-dönüş 2 kişilik biletim var. Gelmek isteyen?Maksat hava değişikliği.
Ah ben bu salak heyecanı tanıyorum. Hani şu sonunda hayalkırıklığı olanlardan işte. Birkaç günlüğüne bir beklenti yaratmak kendi kendine. Sonra o beklentilerin sonuçsuz çıkmasıyla yerin dibine girme isteği.
Susan güzel şeyler olacak dedi nisanda, Serkan da öyle. Olcak hatta -biraz terbiyesizce kaçabilir ama- olmalı.
Bundan tam 1 hafta önce İtalyanca hocam derste "pekmez" diyeceğine "pezevenk" dedi. Şaşkınlığımı gizleyemeyip bende "Hasstır pezevenk Osman" dedim. Ne günlere kaldık.
Tanrı seni korusun Fabio.